BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’nin hayatının en önemli bir meyvesi ve en kıymettar bir mirası Risale-i Nur külliyatıdır. Risale-i Nur külliyatının kaç kitap ve risaleden oluştuğu üzerine birçok düşünce ortaya atılabilir ve ciddi müzakereler yapılabilir. Risale-i Nur külliyatı Bediüzzaman’ın ellili yaşlarında Barla’da sürgün hayatı yaşarken ve kendisini Yeni Said olarak nitelendirdiği bir dönemde kaleme almaya başladığı risalelerden oluşmuştur. Ancak Üstad, Eski Said olarak nitelendirdiği dönemde telif ettiği bazı eserlerini de Risale-i Nur külliyatına dahil etmiştir. Bununla birlikte Bediüzzaman’ın hayatı boyunca kaleme aldığı tüm eserlerinin külliyata dahil olup olmadığı bir tartışma konusudur. Bu anlamda “Bediüzzaman’ın eserleri” ile “Risale-i Nur külliyatı” arasındaki kavramsal tartışmayı başka bir yazıya erteleyerek Bediüzzaman’ın hayatı boyunca telif ettiği eserlerin yüz elli beş risaleden oluştuğu kanaatimi bu yazıda temellendirme niyetini taşıyorum.
Risale-i Nur külliyatı aslen tek bir kitaptan yani Sözler kitabından oluşmaktadır. Sözler kitabının gövdesinden ise silsile halinde üç kitap daha budaklanmıştır: Mektubat, Lem’alar ve Şualar. Üstad bu dört ana kitap arasındaki ilişkiyi Sekizinci Şua isimli eserinde şöyle dile getirmiştir:
Malumdur ki Risale-i Nur başta otuz üç adet sözlerdir ve Sözler namıyla yad edilir. Fakat Otuz Üçüncü Söz müstakil değil belki otuz üç adet mektubattan ibarettir ve Mektubat namıyla zikredilir. Sonra Otuz Birinci Mektup dahi müstakil değil belki otuz bir adet lem’alardan mürekkeptir ve Lem’alar adıyla müştehirdir. Sonra Otuz Birinci Lem’a dahi müstakil olmamış, o da inşallah otuz bir adet şualardan mürekkep olacak.
Üstad Bediüzzaman her ne kadar Şualar isimli kitabının otuz bir risaleden oluşmasını niyet etmiş olsa da bu eseri ancak yarısı kadar yani on beş risaleden oluşturmuş ve On Beşinci Şua ile hatmedilmiştir. Buna binaen Sözler’in otuz üç sözü, Mektubat’ın otuz üç mektubu, Lem’alar’ın otuz üç lem’ası ve Şualar’ın on beş şuaından oluşan Risale-i Nur külliyatı yüz on dört risaleden meydana gelmiştir. Eğer Şualar otuz bir şuadan oluşsaydı bu rakam yüz otuz olacaktı.
Barla (1927-1934), Kastamonu (1936-1943) ve Emirdağ (1944-1948 ve 1949-1960) dönemlerinde talebeleriyle mektuplaşmalarından oluşan lahika mektupları ve Eski Said döneminde kaleme aldığı kitap hacmindeki bazı eserlerinin bu dört kitabın birer bölümü yapılması ise Risale-i Nur külliyatının tanziminin dikkat çekici yönlerinden biridir. Barla Lahikası, Kastamonu Lahikası ve Emirdağ Lahikası Yirmi Yedinci Mektup olarak Mektubat isimli kitabın içine derç edilmiştir. Eski Said dönemi eserlerinden İşaratü’l İ’caz Otuzuncu Mektup, Lemeat hem Otuz İkinci Mektup hem de Otuz İkinci Lem’a ve Mesnevi-i Nuriye de Otuz Üçüncü Lem’a olarak külliyata dahil edilmiştir. Ayrıca Zülfikar, Asa-yı Musa, İman ve Küfür Muvazeneleri, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Siracünnur, Tılsımlar, Müdafaaname gibi risaleler ise yeni telifler olmayıp derlenerek oluşturulmuş eserlerdir.
Ayrıca otuz üç pencereden oluşan risale hem Otuz Üçüncü Söz hem de Otuz Üçüncü Mektup olmuştur. Lemeat kitabı da hem Otuz İkinci Mektup hem de Otuz İkinci Lem’a olarak külliyata dahil edilmiştir. On Beşinci Lem’a ve Onuncu Şua ise fihrist risaleleri şeklinde kaleme alınmıştır. Diğer taraftan Risale-i Nur külliyatındaki bazı bölümlerin telif edilmeyip boş kaldığı da dikkat çekmektedir. Yirmi Beşinci Mektup, Beşinci Lem’a ve Altıncı Lem’a ise yerleri boş kalan bölümlerdir.
Risale-i Nur’da ve özellikle lahikalardaki mektuplarda eserlerin yüz küsur risaleden/parçadan/kitaptan oluştuğunun vurgulanması dikkatimizi çeker. Barla Lahikası’nda bu rakam “yüz on dokuz” ve “yüz yirmi” olarak zikredilirken Emirdağ Lahikası’nda bu sayı çoklukla “yüz otuz” olarak dile getirilmiş, bir mektupta “yüz otuz üç” ve diğer bir mektupta ise “yüz elli” risale olduğu ifade edilmiştir. Bu farklı sayıların sebebi ise Risale-i Nur külliyatının tamamının Barla hayatında yazılmamış olmasıdır. Barla hayatında Yirmi Yedinci Lem’a’ya kadar olan kısmı telif edilmiştir. Yirmi Sekiz, Yirmi Dokuz ve Otuzuncu Lem’alar ile Birinci ve İkinci Şualar Eskişehir Hapsinde (1935) telif edildikten sonra Kastamonu hayatı, Denizli Hapsi (1943-1944), Emirdağ hayatı ve Afyon Hapsinde (1948-1949) de bazı risaleler kaleme alınmıştır. Neticede 1928’de Birinci Söz’ün telifiyle başlayan Risale-i Nur külliyatı 1949’da Afyon Hapsinde Elhüccetüzzehra namındaki On Beşinci Şua’nın telifiyle tamlanmıştır. Bu süreçten sonra on bir sene boyunca kaleme alınan mektuplar ise Emirdağ Lahikası’nın ikinci cildine girerek Yirmi Yedinci Mektub’un hacmini artırmış olsa da yeni bir risale hüviyetini kazanmış değildir.
Bu tespitlere binaen Risale-i Nur külliyatının dört kitap ve yüz on dört risaleden (telif edilmeyenler çıkarılırsa yüz on bir risaleden) oluştuğu görülmektedir. Ancak Barla Lahikası’nda Üstadın şöyle bir ifadesi dikkatimizi çekmektedir:
Yirmi Üçüncü Lem’a’nın müsveddeden tebyiz edilirken hiç eliflerin adedini hatıra getirmeden, yazıldıktan sonra yüz yirmi sekizinci risale olduğuna işareten yüz yirmi sekiz elif olmasıdır.
Sözler’in otuz üç sözü, Mektubat’ın otuz üç mektubu ve Lem’alar’ın yirmi üç lem’ası hesap edilince seksen dokuz (33+33+23=89) oluyor. (Bu hesaplamada telif edilmeyen üç risale hesaba katılmamıştır.) Üstadın Tabiat Risalesi için seksen dokuzuncu risale demesi gerekirken yüz yirmi sekizinci risale olduğunu vurgulaması dikkate şayandır. Belki Tabiat Risalesi Risale-i Nur külliyatının tanzimi esas alındığında seksen dokuzuncu risale olabilir ancak bu eser Bediüzzaman’ın o zamana kadar telif ettiği risalelerinin yüz yirmi sekizincisidir. Buna binaen yüz yirmi sekizden seksen dokuz çıkarılınca geriye otuz dokuz kalıyor. Demek ki Üstadın daha önce telif ettiği otuz dokuz eseri söz konusudur. Bu eserlerin isimleri ve telif zamanlarına dair bir araştırma yapıldığında ise aşağıdaki tablo karşımıza çıkmaktadır.
Sıra | İsim | Basım Tarihi |
1 | Kızıl İ’caz | 1899 ve 1921 |
2 | Divan-ı Harb-i Örfî | 1909 |
3 | Nutuk | 1910 |
4 | Münazarat | 1911 |
5 | Muhakemat | 1911 |
6 | Hutbe-i Şamiye | 1911 |
7 | Deva’ül-Yeis Zeylinin Zeyli | 1912 |
8 | Reçetetü’l-Avam | 1912 |
9 | Reçetetü’l-Havas/Ulema (Saykalü’l-İslam) | 1912 |
10 | Teşhisü’l-İllet | 1912 |
11 | Talikat | 1913 |
12 | İşaratü’l-İ’caz | 1914-1916 |
13 | Nokta | 1919 |
14 | Hutuvat-ı Sitte | 1920 |
15 | Sünuhat | 1920 |
16 | Rumuz | 1920 |
17 | Şuaat-ı Marifetü’n-Nebi (asm) | 1920 |
18 | Tuluat | 1920 |
19 | İşarat | 1920 |
20 | Hakikat Çekirdekleri-1 | 1920 |
21 | Hakikat Çekirdekleri-2 | 1921 |
22 | Lemaat | 1921 |
23 | Lem’alar | 1921-1923 |
24 | Reşhalar | 1921-1923 |
25 | Lasiyyemalar | 1921-1923 |
26 | Katre ve Zeylü’l-Katre | 1921-1923 |
27 | Habbe ve Zeylü’l-Habbe | 1921-1923 |
28 | Zerre | 1921-1923 |
29 | Şemme | 1921-1923 |
30 | Zehre ve Zehrenin Zeyli | 1921-1923 |
31 | Habab ve Zeylü’l-Habab | 1921-1923 |
32 | On Dördüncü Reşha | 1921-1923 |
33 | Onuncu Risale | 1921-1923 |
34 | Şule | 1921-1923 |
35 | Nur | 1921-1923 |
36 | Nur’un İlk Kapısı | 1926 |
Bu otuz altı kitabın yanı sıra bir de Bediüzzaman Said Nursi’nin yeğeni Abdurrahman tarafından kaleme alınan Tarihçe-i Hayat isimli eser vardır. Ayrıca Üstadın matematik ve fizyonomi konularında iki kitap daha telif ettiği ancak bu kitapların bir yangında yandığı bilinmektedir. Bu üç kitap tablodaki otuz altı esere eklendiğinde otuz dokuz rakamına ulaşılmaktadır. Bununla birlikte bu otuz dokuz rakamı ile ilgili farklı tasnif ve yaklaşımlar geliştirilmesinin mümkün olduğu da belirtilmelidir.
Hasıl-ı kelam tüm bu bilgiler ve hesaplamalar dikkate alındığında Üstadın Emirdağ Lahikası’ndaki bir mektubunda yüz elli risaleden bahsetmesi anlam kazanmaktadır. Zira Risale-i Nur külliyatının yüz on dört risalesine Eski Said döneminde telif edilen otuz dokuz eseri de ilave edildiğinde toplamda risale/kitap/parça sayısı yüz elli beşe çıkmaktadır.
Kaynakça
“Bediüzzaman Said Nursi’nin Eserleri, Telif ve Baskı Tarihleri”, Risale Akademi, 23 Temmuz 2017, http://risaleakademi.org/bediuzzaman-said-nursinin-eserleri-telif-ve-baski-tarihleri–ps-836
“Bediüzzaman Said Nursî’nin Hayatından Kronolojik Bilgiler”, Risale-i Nur Enstitüsü, http://www.rne.com.tr/bediuzzaman-said-nursi/bediuzzaman-said-nursinin-hayatindan-kronolojik-bilgiler