Read Time:4 Minute, 41 Second
- İstibdat tekgörüştür, hürriyet ortak akıldır.
- Gerçek hürriyet, toplumun ve siyasetin her alanında demokratikleşme sağlar.
- Teceddüt fikri hürriyetin ve demokrasinin bir sonucudur.
- Demokrasi akla, hakka, bilgiye, eğitime, kanuna ve kamuoyuna dayanmalıdır.
- Başta insanlar olmak üzere bütün varlıklara karşı hür olan kişi, Allah’a karşı da hakkıyla kulluk eder.
- Hürriyet, imanın bir özelliğidir. İman ne kadar mükemmel olursa, hürriyet de o derece parlar.
- İnsan hürdür, ama yine Allah’ın kuludur.
- Hürriyet, insaniyetin temeli olan irade özgürlüğünü sağlar.
- Meşveret, istibdadın panzehiridir ve irade hürriyetini canlandırır.
- İstibdadın her hâline, demokrasi kisvesinde olsa bile, karşı durulmalıdır.
- İstibdadın temelinde güç vardır, kanunu menfaatine alet eder.
- Şahs-ı manevi olan hükümet masum olamaz. Ancak Eflatunun hayali fazilet şehrindeki hükümet masumdur.
- Siyasi bakış açısı, hükümetin iyiliklerinin kötülüklerine üstün gelmesi olmalıdır. Hatasız hükümet imkânsız bir beklentidir.
- Ehvenüşşerreyn, bir adalet-i izafiyedir.
- Siyasi inkılâplar sebebiyle dinine fayda veya zarar geleceğini düşünen birinin dinde hissesi örümcek ağı kadar zayıftır.
- Bir millet cahillikle hukukunu bilmezse, hamiyet sahiplerini bile müstebid yapar.
- Eski hal muhal, ya yeni hâl veya izmihlal.
- İslamiyet’in binde biri siyasetle ilgilidir. O kısmın ihmaliyle, İslamiyet ihmal edilmiş olmaz.
- İslamiyet’in % 99’u ahlak, ibadet, ahiret ve fazilete dairdir. % 1 oranında siyasetle ilgilidir.
- Cerbezenin özelliği, tek bir kötülüğü sünbüllendirip iyiliklere galip getirmektedir.
- Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen güzel idealler sahibi olur.
- Müslüman siyasetçiler nadiren tam dindar ve salâbetli kalırlar. Çünkü gururu ve enaniyeti bırakamıyorlar. Hakiki takva ise gurur ve enaniyetle bir arada olamaz.
- Siyasetteki muktesit meslek, “Haydar”a, ne “Haydo” ne de “Haydar Ağa” denilmemesidir.
- Siyaset, dine ve İslamiyet’e alet ve hizmetkâr edilmelidir.
- Dinin bir hakikati bin siyasete tercih edilir.
- Siyasi düşüncesini beğenmediği salih bir insanı acımasızca tenkit etmek ve aynı siyasi görüşü paylaştığı bir münafığı coşkuyla sena etmek, şeytani ölçülerin benimsendiği menfi bir siyasetçilik anlayışıdır.
- Dış siyasetin güdümünde bir iç siyaset, dış akımlara akılsız bir alettir. İyiniyetli olmanın faydası olmadığı gibi büyük bir vebali de vardır.
- Din adına siyasete girmek için, siyasetçilik ve tarafgirlik terk edilmeli, İslamiyet aşkı ve dini hamiyet esas olmalıdır.
- Fasık siyasetdaşını, dindar muhalifine, suizan bahaneleriyle tercih etmek, siyasetçiliktir.
- Toplumun mukaddesi olan dini, inhisar zihniyetiyle siyasetdaşlarına has göstermek ve toplumun genelinde dine aleyhtarlık meyli uyandırarak nazarlardan düşürmek, tarafgirliktir.
- İnadın özelliği, şeytan birisine yardım etse “melektir” der, rahmet okur. Muhalifinde melek görse “libasını değiştirmiş şeytandır” der, lanet eder.
- Bazen zalimcesine intikam fikri, arzuya fikir suretini giydirir.
- Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatin ruhu olan şahs-ı manevi daha metin ve istikametlidir.
- Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevi eğer istikametli olsa, çok parlak ve mükemmel olur. Eğer fena olsa pekçok fena olur.
- Sevad-ı a’zama ittiba edilmelidir.
- Cumhura muhalefet öyle bir hatadır ki, o hatayı işlemek kalbin, vicdanın şanından değildir.
- Menfaat üzerine dönen siyaset, canavardır.
- Kur’an’ın elmas gibi hakikatlerinin -siyaset propagandası suçlamasıyla- cam parçaları kıymetine indirilmemesine azami dikkat gereklidir.
- En büyük hile, hilenin terk edilmesidir.
- Nur talebesinin yüz eli de olsa, ancak nura kâfi gelir. Siyaset topuzunu tutacak eli yoktur.
- Nur talebelerinin elinde nur vardır, topuz yoktur. Onların vazifeleri bir nevi nurani müdafaadır.
- Kur’an, elmas gibi hakikatleri insanların nazarında cam parçalarına indiren bir siyasetten men etmektedir.
- Gaflet verecek, dünyaya boğduracak, hakiki insani vazifeleri ve ahireti unutturacak olan en geniş daire siyaset dairesidir.
- Tam ve hakiki dindar müttaki olanlar, siyasetçi olmazlar. Gerçek maksatları siyaset olanların nazarında din, ikinci derecede kalır.
- Hakiki dindarlar, siyasete aşk-ı merakla değil, ikinci, üçüncü mertebede bakarlar. Siyaseti dine ve hakikate alet etmeye –eğer mümkünse- çalışırlar.
- Risale-i Nur’un siyasetle alakası yoktur. Fakat küfr-ü mutlakın altı olan anarşilik ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar ve reddeder. Emniyeti, asayişi, hürriyeti ve adaleti temin eder.
- Risale-i Nur İslam birliği siyasetine dahi alet edilmemelidir.
- Risale-i Nur tarafgirlik hissiyatına bina edilen cereyanlarla, özellikle de siyasete temas eden cerayanlarla alakadar olmaz. Çünkü tarafgirlik damarı ihlâsı kırar ve hakikati değiştirir.
- Risale-i Nur’un has ve sadık talebeleri, en kudsi ve en büyük vazife olan “imanı kurtarmak” hizmetini tam yerine getirmek için, aktif siyasetten şiddet-i nefretle kaçıyorlar.
- Nur mesleğinde, mü’minlerin uhuvveti esastır. Nur talebeleri yalnız küfre, zındıkaya, dalalete karşı cephe alırlar. İman hizmetini hiçbir (dünyevi, siyasi…) tarafgirliğe girmeden yaparlar.
- Herkes vatanıyla, milletiyle, hükümetle alakadardır. Fakat bu alakadarlık, muvakkat cereyanlara kapılıp millet ve vatan ve hükümetin menfaatini bazı şahısların muvakkat siyasetlerine tabi etmek, beki aynı telakki etmek manasında değildir.
- Risale-i Nur talebeleri, her birimizin yüz derece aklımız ziyade olsa da ancak iman ve Kur’an hizmetine sarf etmek lazımdır.
- Risale-i Nur talebeleri, siyasetin satranç oyunlarına kapılıp kudsi vazifelerini ihmal etmezler.
- Siyasetçilik, kendine muhalif olan ehl-i hakikati, belki ehl-i velayeti tenkit ve adaveti netice verir. Hatta dini hislerin siyasi akımlarca istismar edilmesine sebep olur.
- Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları, bilhassa harice bakan cereyanların tefrikaya sebep olmasına fırsat verilmemelidir.
- Risale-i Nur talebeleri, vatan ve milletin dehşetli zararına siyaseti mutaassıbane dinsizliğe alet edenlere karşı, vazifeleri siyaseti dine alet ve dost yapmaktır. Bu manada Süfyanizme dayanan zındıka cereyanını kıracak siyasi cereyanlara destekçidirler.
- Bazı münafıklar dindarları perde yapıp dini siyasete alet, sonra da siyaseti dinsizliğe alet etmeye çalışmalarına karşı safdil dindarların uyanık tutulması gerekir.
- Nur talebeleri gizli farmasonlara muarız ve onların zincirlerini kıran Ahrar zihniyete yardım ederler.
- Nur talebelerinin siyasi tercihlerinde Kur’an, İslamiyet, millet ve vatan menfaati esastır.
- “Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olamaz.” Kardeşi de olsa, aşireti ve taifesi de olsa, partisi de olsa, o cinayete ortak değildir. Olsa olsa, o cinayete bir nevi tarafgirlikle yalnız manevi günahkâr olup, ahirette mesul olur, dünyada değil.
- Menfaatperestlik ve inatçılık (garazkarane ve anudane) üzerine tesis edilen bir particilik anlayışından Kur’an’a, vatana ve millete menfaat beklenilmez.
- Bin insanın ebedi hayatının kurtuluşuna çalışmak, bir milyar insanın geçici dünya hayatına çalışmaktan daha kıymetli bir hizmettir.
- Risale-i Nur’un ihlâs dersi, dünyevi makamların da ötesinde ahiret makamlarına bile göz dikmemeyi gerektirir.