0 0
Read Time:59 Second

“Daima doğruluğu (sıdkı) araştırın; onda helâkinizi görseniz bile. Muhakkak ki kurtuluşunuz ancak doğruluktadır.”

—Hz. Muhammed (asm)

Hakikatin, doğruluğun ve dürüstlüğün çöküş yaşadığı bir asırda olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Sanırım bu noktada çok ciddi endişelenmeliyiz. Yalan ve türevleri, toplumun ve ahlakımızın derinliklerine nüfuz etmenin çok sayıda imkâna sahip. Sosyal medya, siyaset, sanat gibi birçok alanda ise yalanın hegemonyası gittikçe daha fazla artıyor. Elbette insanlık tarihi boyunca yalan bir şekilde hep vardı. Ancak bugüne kıyasla o zamanlarda vicdan, utanma ve mahcubiyet duygularının daha güçlü olduğu söylenebilirdi. En azından yalanın küreselleşebileceği hayal dahi edilemezdi. Lakin günümüzde tüm türleriyle yalan daha sofistike ve sistematik bir tarzda söyleniyor.

Modern olarak adlandırılan dönemden sonra postmodern dönem başladı. Postmodern anlayış ise gerçekliğin tek olabileceğini kabul etmiyor. İnsanlar sayısınca gerçekliklerin olabileceğini savunuyor. Postmodern dünyanın şimdilerde popüler bir kavramı var: ‘post-truth’. Bu kavram doğrunun ve gerçeğin bulanıklaşmasını, önemini kaybetmesini ve nesnel gerçekliklerin yerini bireysel duyguların almasını ifade ediyor. Post-truth çağın insanına onu daha iyi hissettiren, duymak istediklerine tercüman olan bilgiler ve söylemler daha cazip geliyor. Bazı durumlarda bu bir nevi ‘gönüllü cehalet’e de dönüşüyor. Ayrıca yalanın belirli çıkarlar için, gerçeklerin üstünün örtülmesinde profesyonelce kullanılması söz konusu oluyor.

Devamı Açıkdeniz dergisinin 15. sayısında…

Post-truth çağda sıdka sadakat
Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %