Harikalar, mu’cizeler diyarındayız. En küçüğünden en büyüğüne her varlık farkında olduğumuzun çok ötesinde harikulade sanatlı yaratılıyor. Her şey her an nakış nakış işleniyor. Nakış nakış sanatlı işlenme denilince belki de son akla gelenlerden biridir kış. Zira kışa erişildiğinde ilkbahar ve yazın sanat sergilerinden geride çok az şey kalır. Kürenin üstü beyaz örtüsüne bürünür. Lakin aslında kış da nakış nakış işlemelerden nasibini alır. Her bir kar tanesi eşsiz bir marifetle nakşedilir. Her yıl tahminlere göre bir septilyon (1024) benzersiz kristal yeryüzüne sanat, hikmet, şefkat ve rahmet ile teslim edilir.
Kar taneleri yüzeysel bir bakışla birbirinin kopyası gibi görünür. Şekilsiz beyaz noktalara benzeyen kar tanelerinin göz kamaştırıcı güzellikleri gözlerden gizlenir. Oysa kış mevsimi birbirinden etkileyici kar kristallerinin muhteşem bir sanat sergisidir. Fotoğrafçı Angie Payne’in belirttiği üzere dağların en yüksek zirvelerinden şehrin kaldırımlarına kadar karın yağdığı her yerde gökten muhteşem sanat eserleri yeryüzüne süzülür.
Kış ve kar kimine tatlı bir rüya kimine de bir kâbustur. Kimisi için harikalar diyarıdır kimisine göre ise felaketler ülkesi. Kar bazısına rahmet bazısına zahmettir. Kar çocuklar için tatildir; kartopu oynama, kardan adam yapma vaktidir. Pesimist bir bakış için ise çile, esaret ve felaket getirmekten başka bir şey değildir.
Devamı Açıkdeniz dergisinin 12. sayısında…