Bir yönümüz maddeye gömülü ve zamana sıkışmış iken bir yönümüz ise mekânın ve zamanın zincirlerinden azâd edilmiştir. Cisim ve nefs şimdiki zamanın daracık zindanında mahpus iken hayal, akıl, kalp ve ruh ise bizi bu âlemde özgürleştiren manevi birer kanattır. Bu kanatlar insanı yıllar hatta yüzyıllar öncesi ve sonrasında dolaştırabilir.
Zaman ve mekân algımızı genişleten duygularımızdan biri de hafızamızdır. İnsanın hafıza kapasitesi de son derece geniştir. Hayatımız boyunca öğrendiklerimizi hafızamıza kaydederiz; görüntüleri, renkleri, sesleri, kokuları, hüzünleri, sevinçleri, pişmanlıkları, iftiharları, düşünceleri, inançları… Hayatımızın her ânını kaydeden bu muhteşem cihazın kapasitesini tüketen birine ise rastlanmış değildir.
Devamı Açıkdeniz dergisinin 2. sayısında
