Hakikat Arayışı

acemi bir seyyahın notları

Kategori: Tefekkür

Ölüm varlıktır

Varlığı maddi âlemle sınırlayanların nazarında ölüm yokluk zannedilir. Varlığa bakış değiştiğinde ölüme bakış da değişir. Varlık yalnız madde değildir. Maddi âlem, insanın sınırlı algılarının ötesindeki gayp âlemleri üzerinde nakışlı bir perde gibidir. Bu sebeple ölüm yokluk değildir. Belki gayp âlemlerinde…

Göklerin korkusu…

Gökler korktu…
“Emanet” arz edilince gökler, yer ve dağlar korktular (eşfekne minha, Ahzab 33:72).
İnsan ise korkmadı…
Fıtratı, emanet-i kübranın ağır yükünü taşıyacak yetenekteydi.
Yine de korkmalıydı…
Emanete ihanetin ebedi zillet damgası “zalûm” ve “cehûl” olmaktı.

Çevre, İnsan ve Ahlak

Mavi dünyanın -hassas ekosistemlerden meydana gelen- canlı bir organizma olduğu gerçeğinin tüm insanlık tarafından fark edildiği bir yüzyılda yaşıyoruz. Küresel çevre problemlerinin ortaya çıkışı bu fark ediş sürecine ivme kazandırmıştır. Yerküreyi tümüyle tehdit eden bu hayatî problemler neticesinde insanlık bir nebze olsun gaflet uykusundan uyanmıştır. Hem ferdî, hem de toplumsal sağlığın, sağlıklı bir dünya ile irtibatlı olduğu –tüm zamanlara kıyasla- günümüzde çok daha iyi anlaşılmıştır.

Ciddiyet mi, şaka mı?

Kâinatta ciddiyet hâkimdir. Şakadan var edilen hiçbir varlık olmadığı gibi, şakayı çağrıştıran hiçbir olay da yoktur. Kâinatın “nizam” dili yaratılıştaki ciddiyetin delilidir.

Hayatın esasında da ciddiyet vardır. İnsan yeryüzüne ciddi bir imtihan için gönderilmiştir. Ebedi bir hayatı kazanmak ve kaybetmek davasıyla mükelleftir.

Yüksek ahlakın özünde de doğruluktan sonra ciddiyet vardır. Ahlak ciddiyetle inkişaf eder, yükselir ve kemalini bulur. “Ciddi ihlâs”, “ciddi uhuvvet”, “ciddi muhabbet” yüksek ahlakın esaslarıdır.

Yağmur, rahmet, peygamber

Yağmur herkes için yağar. Yağmurun çoğu rahmettir; azı zahmet. Zahmet de zahirde zahmettir. Netice itibariyle yine rahmettir. Zahmet olarak algılayış ise ıslanmamak için koşturur. Nasreddin Hoca’dan kopya çekebilenler, bu hallerine “Ben yağmurdan kaçmıyorum, Allah’ın rahmetine basmamak için koşuyorum” kılıfını bulabilirler. Oysa yağmura rahmet nazarıyla bakanlar ne yapar?

Astronomi penceresinden kayyumiyet ve ezeliyet

Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şîrînine, Nâme-i nurunu hikmet, bak ne takrir eylemiş, Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler: Bir Kadîr-i Zülcelalin haşmet-i sultanına, Birer bürhan-ı nurefşanız biz vücud-u Sania, Hem vahdete, hem kudrete şahitleriz biz. (Bediüzzaman, Dördüncü Mektup)…